Anasayfa » Fazla Kahve Tüketimi ve Mide Problemleri?

Fazla Kahve Tüketimi ve Mide Problemleri?

admin

Çok Fazla Kahve İçmek Mide Problemlerine Neden Olur Mu? Yıllar boyunca, kahvenin sağlığa yararları hakkında kapsamlı araştırmalar yapılmıştır.

Tıp uzmanları ve beslenme uzmanları, kahvenin yüksek antioksidan içeriğinin ortalama yaşam süresini uzatabileceği ve diğer faydaların yanı sıra bazı hastalıkların riskini azaltabileceği konusunda hemfikirdir. Bununla birlikte, yüksek düzeyde kafein tüketmenin olumsuz yan etkilere neden olabileceği de kanıtlanmıştır. Bunlar; artan kalp atış hızı, huzursuzluk, baş ağrıları ve mide problemlerini içerebilir.

İkincisi göz önüne alındığında, kahvedeki hangi bileşikler sindirim sorunlarına neden olabilir? Peki ya bu sorunların oluşmasını önlemenin herhangi bir yolu var mı?

Kahvedeki Hangi Bileşikler Mide Sorunlarına Neden Olabilir?

Daha büyük miktarlarda tüketildiğinde, kahvede mide problemlerine neden olabilecek çeşitli bileşikler bulunur. En belirgin olanlardan biri kafeindir.

Kafein; kahve, çay, kakao ve yerbamaté ile diğer yiyecek ve içecek bileşenlerinde bulunan doğal bir uyarıcıdır. Beyni ve merkezi sinir sistemini uyarmaya yardımcı olur. Ayrıca yorgunluk ve bitkinliği azaltmaya katkı sağlar. Bunu, bizi yorgun hissettiren bir nörotransmiter olan adenosinin etkilerini bloke ederek yapar.

Ancak yüksek düzeyde kafein tüketiminin olumlu etkilerinin yanı sıra insan sağlığı üzerinde olumsuz etkileri de olabilmektedir.

Kafeinin en büyük etkisi beyinde olduğu için teknik olarak psikoaktif bir madde olduğu açıklanmaktadır.

50 mg gibi düşük dozlarda kafein tüketilmesi kaygıyı azaltabilir. Bu arada yüksek dozlar (150mg ile 450mg arasında) kaygı ve sinirliliği arttırabilir.

Kafein, psikoaktif bir madde olması nedeniyle düzenli olarak tüketilirse vücut fizyolojik olarak ona bağımlı hâle gelebilir.

Her gün kahve içerseniz ve ardından tüketiminizi aniden azaltırsanız, birkaç yoksunluk belirtisi yaşayabilirsiniz. Bunlar; daha yüksek düzeyde yorgunluk veya uyuşukluk, daha düşük düzeyde uyanıklık, düşük konsantrasyon, ruh hali değişimleri ve baş ağrılarının yanı sıra mide bulantısı veya mide sorunlarını içerebilir.

Kafein alımı ve sindirim sorunları söz konusu olduğunda 1998’de yapılan bir araştırma, kafeinli kahvenin kolonu kafeinsiz kahveden %23 daha fazla uyardığını bulmuştur.

Ayrıca araştırma, daha fazla kafein tüketmenin mide asidi üretimini artırabileceği sonucuna varıyor. Sonuçta, büyük miktarlarda bu, özellikle kafeine daha duyarlı olanlar için mide sorunlarını tetikleyebilir.

Peki Ya Diğer Bileşikler?

Kahvede kafeinin yanı sıra sindirim sorunlarına yol açabilecek bir dizi başka bileşik de vardır.

Kahvenin düşük PH seviyeleri, gastrite duyarlı olanlar için sorun olabilir. Gastrit; mide astarının iltihaplanmasına ve tahriş olmasına, hazımsızlığa ve mide bulantısına neden olabilir.

Kahve ve mide sorunları arasındaki ilişki genellikle düşündüğümüzden daha karmaşıktır. Bu konuda yapılan bir araştırmada çoğunlukla yeşil kahvenin kimyasal bileşimi incelenmiştir.

Yapılan araştırmanın odak noktası, yeşil kahvede bulunan ve triptamit veya alkanoiltriptamit adı verilen lipitlerin belirli bir kısmıdır. Bunlar yeşil kahve çekirdeklerinin mumsu, dış tabakasında bulunur ve midede mide asidinin salgılanmasını artırabilir.

Ayrıca yeşil kahvede bulunan katekol ve pirogallol gibi (acı tatlara neden olan) diğer bileşiklerin de mide asidi salgısını artırabileceği söylenmektedir. Ancak bu iki bileşiğin yeşil kahvede yalnızca küçük miktarlarda bulunması nedeniyle mide sağlığı üzerindeki etkilerinin büyük olasılıkla minimum düzeyde olduğuna dikkat çekilmektedir.

Klorojenik asitler ve trigonellin gibi bileşikler ile mide asidi salgılanması arasındaki ilişki hakkında çelişkili araştırmalar da vardır. Bazı araştırmalar bu bileşiklerin mide asidi salgısını artırdığını iddia ederken, bazı araştırmalar salgıyı azalttığını belirtmektedir.

Bunu da okumak isteyebilirsiniz. (Kahve İçmek Alışkanlık Mı İhtiyaç Mı?)

Bazı Demografik Özellikler Fazla Kahve Tüketimine Daha Mı Duyarlıdır?

 Kahve içerken mide sorunları yaşayan insanların çoğunun, mide ekşimesi olarak da bilinen gastrikreflü yaşadığı bilinmektedir. Bu, mide asidinin yemek borusuna hareket etmesidir ve genellikle göğüste yanma hissine neden olur.

Ancak kahve tüketiminin gastrikreflüye nasıl neden olduğunu araştıran çok az kanıt olduğu söylenmektedir.

Kahve içmenin neden olduğu mide sorunları, herhangi bir kültürel veya etnik grubun yanı sıra yaş veya cinsiyetle ilgili değildir. Ayrıca etkilenen insanların oranı da bilinmemektedir.

Kahve içmekten kaynaklanan mide sorunları yaşama olasılığı büyük ölçüde bireysel farklılıklara bağlıdır. Ancak şu anda bu iddiayı destekleyecek yeterli kanıt olmamasına rağmen genetik de olabilir.

Bazı Kahveler Mide Sorunlarına Diğerlerinden Daha Fazla Mı Neden Olur?

Çoğu yeşil kahve aynı bileşikleri içermesine rağmen, kimyasal bileşiminin değişebileceği çeşitli yollar vardır. Buna farklı duyusal profiller, işleme yöntemleri, kızartma seviyeleri, demleme yöntemleri ve daha fazlası dâhildir.

Duyusal Profil

Her kahvenin kendine özgü duyusal ve tat profili vardır. Örneğin, bazı kahveler daha acı tada sahip bileşiklere veya daha belirgin asitler

 Bu bileşikler, ağızdaki acı tat alıcılarının yanı sıra mide ve safra kesesi gibi diğer organlarda da bulunmaktadır.

2017’de yapılan bir araştırma, midedeki acı tat alıcıları kafeini (acı tat veren bir bileşik) algıladığında mide asidi salgılanmasının hızla arttığını göstermiştir. Bu, acı tat veren bileşikler ile toksisite arasındaki bağlantıyı açıklamaya yardımcı olmaktadır.

Zehirli bileşiklerin tadı acıdır. Bu nedenle mide kafeinden gelen acıyı algıladığında onu çıkarmak ister. Mide asidinin hızla salınması, “toksik maddenin” vücuda herhangi bir zarar vermeden önce parçalanmasına yardımcı olmaktadır.

Asitlik söz konusu olduğunda, daha az nedensel bağlantı var gibi görünmektedir.

Bazı insanlar kahvedeki asitliğin vücuttaki asitliği arttırdığını ve bu nedenle asidik tadı olan kahvenin sizin için iyi olmadığını söylemektedir. Ancak bu görüş doğru değildir.

İkisi arasında bir korelasyon vardır. Ama nedensellik yoktur. Kahve asidik olsa da genellikle PH seviyesi beş iken, midedeki mide asidinin PH seviyesi ikinin altındadır.

Özünde bu, midedeki asidin kahvedeki asitlikten minimum düzeyde etkilenmesi anlamına gelmektedir.

İnsanlar bazen kahve içtikten sonra mide yanması yaşadıklarında bunun kahvenin asiditesinden kaynaklandığını iddia ederler. Ancak kahvede bulunan bazı bileşikler midede mide asidi salgılanmasında artışa neden olur.

2010 yılında yapılan bir çalışmada, araştırmacılar bu bileşikleri tanımlayabildiler. Ayrıca daha yüksek asit salgısı varsa midenizdeki PH seviyesinin daha düşük olduğunu açıklamışlardır. Bu da potansiyel olarak mide yanmasına neden olabilmektedir.

Kavurma Profili

Kavurma işlemi sadece kahve çekirdeklerinin hücre yapısı üzerinde değil, aynı zamanda kimyasal bileşimi üzerinde de geri döndürülemez bir etkiye sahiptir.

Genel olarak konuşursak yeşil kahve en yüksek miktarda klorojenik aside sahiptir. Bu arada kavrulmuş kahve, yeşil kahvedekinin yaklaşık yarısını içerir.

Kavrulmuş profilin kahvedeki mide problemlerine katkıda bulunabilecek diğer bileşenleri de etkilediği bilinmektedir.

Basit bir ifadeyle, hafif kavrulmuş kahveden ziyade daha koyu kavrulmuş kahve içmek daha iyidir. Kavurma işlemi kahvenin triptamit seviyelerini etkiler. Bu nedenle kavurma seviyesi ne kadar koyu olursa çekirdeklerde o kadar az triptamit olacaktır.

Sonuç olarak bu, daha koyu kavrulmuş kahveler içildiğinde mide asidi salgısının artmayacağı anlamına gelir. Bu da mide sorunlarını potansiyel olarak azaltabilir.

Ancak daha koyu profillere kavurma, lindanlar ve klorojeniklaktonlar gibi daha acı tada sahip bileşiklerle sonuçlanma eğilimindedir. Bu bileşiklerin mide asidi salgısını tetikleyip tetikleyemeyeceğini öğrenmek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.

Demleme Yöntemi

Demleme işleminin kahvedeki triptamit sayısı üzerinde önemli bir etkisi vardır.

Espresso ve frenchpress, daha yüksek konsantrasyonlarda triptamit çıkarma eğilimindedir. Bu arada filtre kahvedeki triptamit konsantrasyonları, kâğıt filtre tarafından emildiği için genellikle oldukça düşüktür.

Ancak triptamidler, gastrik asit salgısının artmasına katkıda bulunan bileşiklerden yalnızca birkaçıdır. Yapılan araştırmada klorojenik asitlerin (mide üzerindeki) etkisi de analiz edilmiştir. Ama daha fazla kanıtın toplanması gerekmektedir.

İşleme Metodu

İşleme yöntemlerinin kahve tadı ve kalitesi üzerinde önemli bir etkisi olduğu iyi bilinmektedir. Ancak yeşil kahvenin kimyasal bileşimini de etkilemektedir.

Doğal işlenmiş kahveler en yüksek triptamit konsantrasyonuna sahip olma eğilimindedir. Muson Malabar’ı ve ıslak kabuklu kahveyi analiz ederken, konsantrasyonlar düşmektedir.

Bu konuda daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Ancak daha uzun fermantasyon sürelerinin kahvede bulunan triptamit konsantrasyonunu düşürme olasılığı vardır. Bunun nedeni, dış mumsu tabakanın çevresiyle daha uzun süre temas hâlinde olmasıdır.

Peki Ya Kafeinsiz Kahve?

Kafeinin, kahvedeki diğer bazı bileşiklerle birlikte bazı insanlarda mide problemlerine neden olabileceği açıktır. Yani kafeinsiz tüketimin onları tetikleme olasılığı daha mı düşük?

Kafeinsiz kahve, kafeine duyarlı kişiler için iyi bir çözüm olabilir. Ancak kafein tüketiminin etkisi yaş, kilo ve sağlık koşullarına da bağlıdır.

Kafeinsizleştirme işleminin türü, yeşil kahvenin kimyasal bileşimini de değiştirebilir.

Kafeinsiz kahvenin, kafeinli kahveye kıyasla mide sorunlarına neden olma olasılığı daha düşüktür.

Kavurucular “Mide Dostu” Kahve Pazarlamalı Mı?

Kahvedeki belirli bileşiklerin mide sorunlarına neden olabileceğini gösteren araştırmalara rağmen,  “mide dostu” kahve için yeterli tüketici talebi olmadığı söylenmektedir.

Örneğin, dünyanın en büyük kahve şirketlerinin henüz “mide dostu’ bir kahve pazarlamadıkları söylenmektedir. Bu, yakında değişebilecek olsa da bunu yapmak için yeterli kanıt olduğuna inanılmamaktadır.

Düşük kafeinli çeşitlerin de kafeine karşı daha hassas olan kahve tiryakileri için bir seçenek olabilir.

Daha düşük kafein konsantrasyonlarına sahip diğer kahve çeşitlerine ve türlerine bakmak yardımcı olabilir.

Özetlemek gerekirse, kahvede kesinlikle mide problemlerine neden olabilecek bileşikler vardır. Bununla birlikte, bu büyük ölçüde, ne kadar kahve içtiğiniz ve kişisel olarak ne kadar hassas olduğunuz da dâhil olmak üzere bir dizi faktöre bağlıdır.

Kişiden kişiye değişebilse de ölçülü kahve tüketiminin herhangi bir mide sorununa yol açması pek olası değildir.

Son olarak, ne zaman ve ne sıklıkta kahve içtiğiniz konusunda daha dikkatli bir yaklaşım benimseyerek, olası mide problemlerini azaltabilirsiniz.

Feragatname: Biz tıbbi bir yayın değiliz. Bu makaledeki hiçbir materyal, profesyonel tıbbi tavsiye, teşhis veya tedavinin yerini alması amaçlanmamıştır. Daima kalifiye bir sağlık uzmanından tıbbi tavsiye alın.

Yorum bırakın

İlgili Paylaşımlar